Serapis - Helen ve Mısır Kültürlerinin Ortak Kültü


 

SARAPIS (Σάραπις), Romalıların isimlendirmesiyle Serapis.

Helen ve Mısır kültürlerinin ortak kültü olan Serapis Helenistik dönemin en çok tapınım görmüş tanrılarından biridir. İbadetinin, MÖ 3. Yüzyılda; İskender tarafından fethedilen Mısır’ın Makedon soylu firavunu, I. Ptolemy tarafından Yunan ve Mısırlıları tek bir krallık atlında birleştirme idealiyle oluşturulduğu düşünülmektedir.

Hedeflendiği gibi birbirinden çok farklı iki kültürü bir noktada buluşturmayı başarmış ve ilerleyen yüzyıllarda Romalılarca da benimsenmiş ve büyük saygı görmüştür.

Serapis Kültünün Kökeni

Sarapis ismi; Mısırın eski tanrıları Osiris ve Apis’in birleşmeleri sonucu oluşmuştur. “OsirApis”. Ancak söz konusu kültün I. Ptolemy önce de var olduğu bilinmektedir. Ancak popülerliğinin, geniş coğrafyalara yayılarak Roma ve Yunan dünyalarına girişinin kaynağının, I. Ptolemy’nin başarılı politikaları olduğu söylenebilir.



Serapis Kültünün Gelişimi

Mısırın eski kültü, Batı dünyasının eski inanışları ile birleştirilmekteydi. Dolayısıyla bu kült,  iki kültürün de sorunsuz kabul edeceği bir birleşim olmalıydı.

I.Ptolemy tarafından Sarapis için yapılan eski ibadet ve ayinler büyük ölçüde değiştirildi ancak orijinindeki Mısır etkileri mümkün olduğunca korundu. Ana unsurları Mısırın ulusal tanrısı Osiris’in özelliklerini taşımaktaydı. Bununla birlikte sonradan kazandığı Grek özellikleri sayesinde de Helenlerce de benimsenmiş ve kendi tanrılarının arasına girmişti.

Kültün Yunan dünyasında yayılmasının ardında bazı etmenler bulunmaktaydı. Örneğin I. Ptolemy’nin görmüş olduğu bir rüya bu konuda oldukça etkili olmuştu.

Rüyada, kralın daha önce hiç görmediği bir heykel onu şu an bulunduğu yerden alıp, İskenderiye’ye olması gerektiği yere getirmesini söylemişti. Firavun Rüyasının detaylarını etrafındakilere anlattıktan sonra Sotis isimli bir seyyahın bahsedilen heykeli Sinop’ta gördüğünü söylediği bilinmektedir. Vakit kaybedilmeden İskenderiye’ye getirilen söz konusu heykeldeki Cerberus (Mitolojik Köpek) ayrıntısı güçlü bir Osiris, Hades ilişkisinin de temellerini atmıştı. Osiris de, tıpkı Hades gibi yer altından sorumluydu. Aynı zamanda kadim tanrıları Hades ile ciddi ortak yönleri olan Serapis’in Helenlerce kabul edilmesi de kolaylaşmıştı.

Benzerlikler bununla da sınırlı olmamıştır; Osiris’in bir diğer özelliği olan bereket verme, Dionysos, Güneşle bağlantısı Helios, gücü ve etkinliği Zeus ve iyileştirme gücü de Asklepeion ile özdeşleştirilmişti ve Serapis birçok yönüyle birlikte Yunan Dünyasına dâhil olmuştu.

Serapis’in Sanat Eserlerindeki Tasviri


Serapis’in iki kültüre de hitap eden çok sayıda ortak özelliği bulunmaktaydı. Bununla birlikte iki kültür, tanrılarını tasvir şekilleriyle birbirlerinden ayrışmaktaydı.

Yunanlılar tanrılarını insan görünümüyle tasvir ederken, Mısırlılar onları antropomorfik (insan-hayvan karışımı) olarak tasvir etmekteydiler.

Helen sanatındaki Serapis heykelleri genel olarak insan görünümlüydü ve Helen özellikleri taşımaktaydı. Buna karşın Mısırlı tasvirlerinde ise antropomorfik özellikleri daha ağır basmaktaydı.

Tapınaklarına Serapeum denirdi. Kültün ana merkezi olan Mısır’da çok sayıda tapınağı bulunmaktaydı. Bunların bazıları çok gösterişli ve büyük yapılardı. İçlerinde yüzbinlerce cilt kitap içeren kütüphaneler bulunanları mevcuttu.

Bunlar haricinde Efes, Sinop gibi Anadolu şehirleri ve kültünden sonradan taşındığı Roma’da da Serapeumlar bulunduğu bilinmektedir.

Hiç yorum yok